Hey dünya hey!

Şu Başkanlık sistemini aylarca halka anlatanlardan biriydim, o zaman Ak Parti il başkan danışmanıydım, yetişkinler grubunda parti hatibi olarak vazifelendirildim. Her gün bir şiirle üçer kıt'adan  63 şiirle Başkanlık sisteminin yararlı taraflarını anlattım, bir çok defa köşemde tema olarak yeni sistemi konu olarak seçip destek verdim.

Ne yazık ki anlattığımız gibi çıkmadı, evet başkan halk tarafından yetkilerle donatılmış vaziyette seçildi ama Başkanı denetleyecek nitelikte bir parlamentomuz olmadığı için sistem verimli işleyemiyor maalesef!

Başkanlık sisteminde başkan seçimi kadar önemli bir şey daha var; “dar bölge seçim yöntemiyle vekil seçmek”, işte bunu beceremedik. Bu liste yöntemiyle vekil seçmek göz boyama tarzında bir seçimdir. Bir şekilde yolunu bulan ilk sıralara giriyor, pek halka karşı kendini sorumlu da hissetmiyorlar, meclise gidince de ağababalarına karşı kendini sorumlu tutuyorlar, ayrıca bir sonraki seçimin hesabını yaparak boğazdan yukarı konuşuyorlar, listenin gerisinde kalanlar da zaten seçilmeyeceğini bildiği için “laf olsun torba dolsun” misali, partinin listesinde isimleri var, ama yüzleri gülmüyor.

Halbuki “dar bölge seçim usulü” ile vekil seçilebilseydi meclisin bir ağırlığı olurdu. Ne yazık ki bazı vatandaşlarımız daha “dar bölge seçim yöntemini” dahi bilmiyor, bu seçim şöyle, diyelim ki şehrimizin 12 vekil kontenjanı var, her vekilin çalışma bölgesi farklıdır, her vekil adayı kendi seçim bölgesinde çalışır, yüz yüze, göz göze vatandaşla hemhal olur, ondan oy ister, vatandaşı ikna ederse oylarını alır, etmese de evinde oturur. Rahmetli Burhan Kuzu hocanın dediği gibi muhtar seçer gibi velik seçilir.

Şimdi öyle mi? Listenin ilk iki-üç sırasında yer alanların havasından geçilmez, 12 vekil çalışır, oylar toplanıp onlara gidiyor. Bu aldatmaktır, bu halka zulumdur, bu meclisin değerini düşürür.

Neyse desek demesek dar bölge seçim yöntemi getirilmedi, bari bu liste yöntemine işlerlik kazandıralım?

Yürütme ve yargıya adam seçerken kılı kırk yarıyorsunuz da vekil seçerken niye hassas davranmıyoruz, ortaya 7 kriter koymuyoruz?

1-Yaşı 40 ve üstü olsun,

2-Saygın bir geçmişi olsun,

3-Yüksek tahsil görmüş olsun,

4-Evli olsun,

5-Partili olsun,

6-Şehrimizde yaşasın,

7-Halkın tarihi, kültürel ve inanç değerleriyle barışık olsun….

Tabi bu maddelere madde de eklenebilir, bu maddeler değişebilir de.

Ama “gel vatandaş gel” mantığıyla vekil adayı seçersek, ehliyet ve liyakate göre değil de ortaya koyduğu sözde partiye teberru, ya da birilerinin “cebellezi” yaptığı paralarla insanları listeye alıp, sıralamaya tabi tutarsanız bu halkın bedduasına toslarsınız, gün gelir esameniz okunmaz, okunsa da hayır yad edilmezsiniz!

Buraya kadar olan kısmı tüm partililer için geçerli ayrıca bir Ak partili olarak da birkaç kelam daha etmek isterim.

12 Vekil adayları arasında, Muhammed Dara Akar yoksa, Bağlar Belediyesi Başkanı Hüseyin Beyoğlu yoksa, Prof.Dr.Mehmet Akın yoksa, eski il başkanlarında Ahmet Öcal, partinin emektarlarından olan Bahri İleri, başarılı ilçe başkanlarından Nedim Kılıçarslan yoksa uygun bir sırada Hüda Par ve Yeniden Refah adayı yoksa, nitelik bakımından birinci sıradaki ile on ikinci sırada yer alan adayların arasında bir nitelik farkı varsa ya da ilk sıralarda yer alan isimlerin yerleşme biçiminde bir ayak oyunu his ediliyorsa, al o listeyi ve benden uzak dur derim. Sonra da “bu halk bize oy vermiyor” deyip vatandaşa karşı saygısızlık yapma, önce doğru olanı yap, niyetini halis tut, bu milletin huzur ve mutluluğunu dert edin Allah da işinizi rast getirecek, ama bu meziyet sizde yoksa %70’le gelseniz ne yazar?

Hadi kolay gelsin, ülkenin irili ufaklı sorunların çözümü sizi bekliyor, yeni parlamentoyu bekliyor, seçimi 14 Mayıs’a alarak bu halka en az bir ay kazandırdınız bu da güzel bir hamleydi. Ama karşınızda muhalefet yoktur diye yanlış uygulamaların da, israfın da, adam kayırmacılığın da ömrünü uzatmayın derim.

Bana vekil lazım arkadaş!

Demedi demeyin!

Eyüphan Kaya

muslumandunya.com genel yayın yönetmeni