Genelde ülkemizde özelde şehrimizde milletvekili deyince insanın aklına tuhaf insanlar geliyor.

*Artık eski arkadaşlarını unutan,

*Vatandaşa üstten bakan,

*Rant, menfaat ve haz peşinde olan,

*Çevresindeki insanların aracılığı ile iltimasa, torpile aracı olan,

*Millet memleketin derdinden çok partinin politikalarına teslim olan,

*Vatandaşların kendilerine ulaşmakta zorlandığı,

*Seçildiği günden başlamak üzere “acaba bir daha seçilir miyim?” hesabını yapan kimseler… akla geliyor. Ne kadar üzücü değil mi?

Hal böyle olunca da,

*Her geçen gün halktan uzaklaşıyorlar,

*Çevrelerindeki bir avuç menfaat şebekeleriyle haşir neşir oluyorlar,

*Halkın dua ve desteklerini kayb ediyorlar,

*Halkın yanında “milletvekili rahat yalan söyleyebilir, sözüne güvenmez” olarak bir algı bırakıyorlar.

*Gelip giderken etrafında birilerini görünce sahte bir mutluluğun peşinde kendini avutuyorlar…

Bilen biliyor, kendi ölçülerimiz dahilinde “Müslüman Medya” grubu olarak bir çalışmamız var.Siyasetle ilgili sloganımız şudur;

                         “SİYASET, İYİ İNSANLARIN İŞİDİR”

Doğru olanı da bu değil mi? Bu ülkenin direksiyonunu, en önemli erki olan meclisi neden kötü insanların eline verelim?

HDP vekilleri ne işe yarar? bilemiyorum, ama Ak Partinin bu defa seçilen üç vekili arasında bir uyum olduğunu hissediyorum.

Üçü bir arada gerekli yerlere gitmeleri, bende bir umut uyandırdı. Bu birlikteliklerinde hayır var diyorum. Üç vekilimizin de kendine göre meziyetleri var. Bu vasıflarını birleştirirlerse hem birbirinden güç alacakları için kendini rahat hissederler, hem de daha büyük işlere imza atarlar diye düşünüyorum.

Bu üç vekilin ruhani liderliği Mehmet Sait Yaz hocamıza, grup sözcüsü Galip Ensarioğlu’na, kadın dünyasına bakan gözü de Suna Kepoğlu yakışır.

Mehmet Sait Yaz hocamız hak hukuk adına yanlışa onay vermez diye düşünüyorum. Tabi diğer vekillerimiz de öyle ama hani siyaset icabı bazı durumlara göz yumulabilirler.

Ensarioğlu’nun siyasetteki tecrübesi ve bürokrasi ile ilişkisi yerinde ve baskındır, bu özelliğinden faydalanmak lazım.

Kepoğlu ise bir hanedan kızı olması hasebiyle gönül kapısının vatandaşa açık olması …Her biri bir eksiği tamamlıyor.

Vekillerimiz birbirinin artılarından yararlanmayı becerseler çok daha güçlü olurlar, büyük işler başarırlar diye düşünüyorum.

Bu fırsatı değerlendirmenin yolu istişarede geçiyor. Günlük olmasa da muhakkak haftada bir, bir istişare saati olmalı, ne yaptık ne yapamadık? Haftaya neler yapılabilir? Sorularına cevap bulup kendinden emin rahat bir tarzda işine bakmaları gerekir.

Vekil olmakla insanın hakikate kulak tıkamayı gerektirmez, tam tersine günlük siyasetin girdabından; hak, doğru, ehem olanı göremez olur insan, bizim gibi ak sakallıların yorum ve değerlendirmeleri onların ufkunu açar/açmalıdır.

Bir önceki yazımda “Diyarbekir’i ihmal etmenin vebali ağır olur” demiştim, sadece oradaki 14 madde üzerinde ittifak edip, şehrimizi sorunlarıyla ilgilenirlerse yeter de artar, diye düşünüyorum.Başarılarının devamını diliyorum.

Biz vazifemizi yapalım, uyarımızı paylaşalım gerisi onlara kalmış.

Demedin demesinler.

Eyüphan Kaya

musumandunya.com genel yayın yönetmeni.