Aile son kalemizdir. Aile kalemiz düştü mü her şey düşer. Toplum düşer. İnsanlık düşer. Dünya düşer. Şu bir gerçektir ki, bugün aileler kan kaybediyor. Böyle devam ederse birçok aile kan kaybından çökecek, yuvalar yıkılacak, çocuklar yetim, eşler perişan olacaktır. Son yıllarda yıkılan, ailesini kurtarmak için çırpınan, "Ne olur yardımcı olun!" diyen kişilerin sayısı o kadar arttı ki, inanamazsınız.
Bunun elbette ki birçok sebebi vardır. Bu sebeplerin başında İslami hayat tarzına ve onun gereği kurulan aileye ve aile yapısına karşı açılan savaştır. Bu savaş dün vardı. Bugün var, yarın da var olacaktır. Biz kalemizi koruma tekniklerini öğrenip sorumluluklarımızı yerine getirmeyecek miyiz? “Kendinizi ve ailenizi yakıtı insan ve taş olan cehennemden koruyunuz.”emri ilahiyi unuttuk mu?
Aile kalemiz de korumak için yapacaklarımızı iki başlıkta toplayabiliriz. Bir kalemizi içten sağlamlaştırmak, iki dıştan korumaktır.
KALEMİZİ İÇTEN SAĞLAMLAŞTIRMALIYIZ.
Biz ki dualarımızda dünyada da ahrette de iyilik ve mutluluk isteriz. Biz ki kendimiz için istediğimizi kardeşlerimiz için de istemek durumunda olduğunu imanın gereği biliriz. Yoksa aile fertleri aynı anda din kardeşlerimiz değil mi? Ne oldu bize? Her kese nazik kibar olanlar neden canlarının bir parçası olan aile fertlerine kaba ve sert olurlar? Çok yerde sabrı kuşananlar neden aile bireylerine çok görürler. Ne olur gelin ailemizi, aileleri koruyalım. Allah için, kendimiz için, mutluluğumuz için, dünya barışını sağlamak için, hatta bütün insanlar ve canlılar için son kalemiz aileyi koruyalım. Bu konuda yapılacakları şu şekilde sıralayabiliriz.
Aile fertleri, ailesine ve fertlerine devamlı saldırı olduğunu unutmamalı, buna karşı uyanık ve hazırlıklı olmalıdır. Kendisi tarafından gelen saldırıda ne pahasına olursa olsun korumaya çalışmalıdır. Gerektiğinde diğer aile fertlerinden yardım istemeli ve almalıdır.
Ailede görev ve sorumluluklar fertlerce bilinip yerine getirilmelidir. Bundan taviz verilmemelidir. Yerine getirilmeyen her görev ve sorumluluk, ailesine sıkılan bir kurşun gibi görülmelidir. Buda ailenin kan kaybetmesine, zayıflamasına, ailede huzursuzluğa, mutsuzluğa, başarısızlıklara sebep olacağı unutulmamalıdır.
Aile fertleri, üzerine düşeni bilmesi ve yapması hem insani bir görev hem de huzuru ve mutluluğu için şarttır. Bu görev ve sorumluluklar bilindiğinde, yaşandığında ve yapıldığında huzur ve mutluluk kapıları sonuna kadar açılır. Niçin açılmasın ki; ailede sevgi saygı, sabır, anlayış ve hoş görü vardır. Hukuka riayet vardır. Ailede hep iyi duygular vardır. Hele bunlar Allah (cc) rızası için yapıldığında ibadete dönüşür. Artık o ev cennet şubelerinden bir şubedir.
Aile reisi evdeki zamanı, aile fertleriyle birlikte istişare ile yapacakları iyi bir programla yönetmelidir. Telefon, televizyon ve bilgisayar gibi aletlerin bilinçli kullanımına izin verilmelidir. Aksi takdirde birbirlerinden kopuk, internet ortamında takılacağı grup, oda ve aileleri olur! Buda aileyi bitirir.
Aile fertlerine arzuladığımız Müslüman şahsiyet şuuru verilmelidir. Müslüman şahsiyetten kastımız. İnancı sağlam, ibadeti dürüst, ahlakı yüce, ilmi üstün, bedenen kuvvetli, ince düşünceli ve doğru görüşlü, çalışıp kazanmada maharetli, işlerinde düzenli, başkalarına faydalı, zamanı iyi kullanan ve devamlı kendisini yenileyendir. Aile fertlerinde bu özellikler olduğunda aile huzur, mutluluk, zirvede yaşanır. Başarı kapıları sonuna kadar açılır. Bu ailelerin oluşturdukları topluluklarda da yardımlaşma, dayanışma ve beraberinde zenginlik ve başarılar olur.
Aile reisi, Aile fertlerini içki, kumar, uyuşturucu ve zina konusunda uyarmalı, onları bunlardan uzak tutmalı, hatta bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini anlatmalı ve eğitmelidir.
DIŞ SALDIRILAR
Kalemizi dış saldırılardan korumalıyız. Bunlar içinde kısaca şunları söyleyebiliriz.
Aileye yönelik kanun, yasa ve kararnamelere karşı devamlı gündem oluşturmalı, bunların imha veya ihyası için mücadele edilmeli.
Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında yapılmak istenenler bilinmeli ve tedbir alınmalı.
En büyük terör örgütü eşcinsellik terörüne karşı aileler bilinçlendirilmeli.
Unutulmamalıdır ki, bunlar şeytan, işbirlikçileri ve emperyalistlerin dayattıkları, çağdaş kültür kurşunlarıdır. Ruhumuzu, aklımızı, imanımızı delik deşik ettiler. Bakınız tarihe bir şey olmaz dediler. Koca koca uygarlıklar, imparatorluklar yol oldu.
Kendini, ailesini, neslini ve toplumunu seven, korumak isteyen Müslümanlar bu saldırılara karşı birleşmelidirler.
ÖZETLE
Genetiğiyle oynanan Aile medeniyetimizin, yeniden inşa ve ihyası için fıtrata, inancımızın kültürel kotlarına geri dönmeliyiz.
Ailemizi, neslimizi, toplumumuzu ifsada karşı ancak böyle koruyabiliriz.
Selam, dua, ümit, tefekkür ve muhabetlerle.
Ahmet YOLDAŞ
Türkiye Aile Meclisi Diyarbakır İl Başkanı