Rahmet, bereket, af, arınma, temizlenme, yardımlaşma ve dayanışmanın zirvede yaşanacağı 11 ayın sultanı ramazan geliyor. İnşallah bu mübarek aydan hepimiz istifade ederiz. Ramazan ayı önemlidir.

Ramazan niçin önemli? Çünkü: Ramazanda cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar zincire vurulur. Buda bir imkân ve bir fırsat olur.

Dünyada varlık sebebimiz Allah’a (CC) kulluktur. Bu kulluğu yaşamamıza engel olan en büyük düşman şeytandır. Ve bu düşman ramazan ayında bağlanıyor. Cehennem kapıları kapanıyor. İmtihanın mükâfatı olan cennetin kapıları da açılıyor. Bunun için bir Müslüman olarak sevinmek, iyi karşılamak en tabii hakkımız.  Sevinelim. Sevgimizi aile fertlerine gösterelim. Güzel karşılamaya çalışalım. Unutmayalım. Ramazan bir fırsattır.

Bu ayda cennete giriş, cehennemden kurtuluş vardır. İyilik yapma ve şeytanlara karşı zafer elde etme vardır. Bu ay, bize Allah’ın bir rahmetidir. Mümin özellikle bu ayda Rabbi’ne döner, O’na sığınır. Şeytan ve dostlarının diğer aylarda inşa ettiklerini bu ayda Allah’ın yardımıyla yıkar. Elde ettiklerini adeta geri alır.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Bu ayda bin aydan hayırlı bir kadir gecesi vardır.” Müslümanlar bu geceyi yakalamak ve istifade etmek için özellikle ramazanın son on günlerinde büyük bir gayret gösterirler, itikâfa girerler. Gece ve gündüzünü ful kullanır. Fırsatı kaçırmak istemez. Kendini donatır. Eğitir. Hazırlar. Görev büyük.

İslam büyük bir din, büyük bir dava, büyük bir binadır. Hayatın bütün yönlerini kapsar. Bütün görüntülerini içine alır. İmanı, ibadetleri, sosyal ilişkilerimizi, çalışmalarımızı, uykuyu, yemeyi, içmeyi, evliliğimizi, aile ve terbiyeyi kapsar. Kısaca İslam geniş, mükemmel ve alanları kapsamlıdır. Hayatın bütün karelerinde Allah ile beraber ve barışık yaşamamızı ister.

Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyuruyor: “İslam beş şey üzerine bina edilmiştir. Kelime-i Şahadet getirmek, Oruç tutmak, Namaz kılmak, Zekât vermek, Hacca gitmek,” Ramazan da İslam binasını taşıyan esaslardan biridir.

Ramazan orucunun Allah’ın istediği şekilde olmadığını düşünün. Bu durumda bu büyük bina tamamıyla yıkılır. Depremde sağlam olmayan binaların nasıl yıkıldığını hepimiz gördük. Öyle ise bu iş gerçekten önemlidir. Eğer biz bu ümmet için çok kuvvetli ve dayanıklı bir bina istiyorsak temelini çok sağlam atmamız lazımdır.. Kendimizi, ailemizi ve ümmetin fertlerini bu binanın oluşmasında iyi hazırlamamız, iyi yetiştirmemiz hiçbir fedakârlıktan çekinmememiz gerekir. Bu konu da ki gevşeklik ve ihmal hem kendimize hem ailemize hem de ümmetin diğer fertlerine karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz. Allah korusun ümmetin zayıflamasına, İslam binasının yıkılmasına sebep olmuş oluruz ki bu da ihanet demek değil midir?

Küfrün fay hatlarının depreştiği, üstümüze her taraftan geldiğini, iştahımızı, uykumuzu kaçırdığını, fıtratımızın genetik kotlarıyla oynandığını, aile medeniyetimizi yıkmak istediğini görüp hissederek yaşadığımız bir zamandan geçiyoruz. İslam binamıza, kolonlarından biri olan ramazanımıza dikkat edeceğiz. Bu ayda kendimize geleceğiz. Fıtrata, fabrika ayarlarına geri döneceğiz. Vahiyle dirilecek, ailemize sahip çıkacak, varlıkla bütünleşeceğiz.  İnşallah.

Allahın istediği Resulullahın pratikte yaşadığı ve yaşattığı Ramazan üç önemli olayı meydana getirecektir. Bunlar: Arınma, ayrışma ve eğitimdir. Yani Ramazan; mümin olarak bizi kusurlardan, hatalardan ve günahlardan arındıracaktır. Saflarımızı ayrıştıracak, netleştirecektir. Ümmetin bütün fertlerini insanlığa önderlik etmesi için, kulları kulların kulluğundan Allah’a kulluğa yöneltecek şekilde kendini yetiştirmek için eğitecektir.

Ramazan ince bir testtir. Oruç tutanlar için ramazanda her an ve her saniyede rabbani bir gözetim vardır. Müslüman her zaman bu şuurla yaşar. Ramazanda bu zor teste gireceğini idrak eder. Eğer bu imtihanda başarılı olursa o zaman ümmeti inşa etme ve emaneti yüklenmeye ehil olur. Eğer başaramazsak bu büyük binada bizim yerimiz olmayacaktır. Buradan hareketle örneğin ramazan gibi bir imtihana girip de bu imtihanı saatlerce televizyon önünde, telefon elinde veya bilgisayar başında zamanını harcayarak bunlarla iftar vaktinde bile uğraşarak zamanı öldürmek akıl karı mıdır?

“Oruç ve Kur’an kıyamet gününde kul için şefaat ederler. Oruç der ki: ‘Ya Rabbi ben gün boyunca onu yemekten ve şehevi arzulardan alıkoydum. Beni ona şefaatçi kıl.” Orucun kişiyi iki dudağı arasındaki yiyecekten ve iki bacağı arasındaki şehvetten alıkoyuşunu düşün.

Kur’an-i Kerim de; ‘Ben onu gece uykusundan alıkoydum, beni ona şefaatçi kıl.’ Der.“ Onların ikisi de kul için şefaatçi olurlar. Oruç medresesinden eğitim almış Müslüman şehevi arzularına hâkim olur.

“Âdemoğlunun tüm amelleri kendisinedir. Ancak oruç hariç. O banadır. Onun mükâfatını ben vereceğim.” Oruç kalkandır. Yani oruç koruyucudur, insanı himaye eder. Sizden kim oruç tutarsa kötü söz söylemezsin, bağırmasın, cahilce hareket etmesin. Eğer biri ona söver veya kavga ederse ‘ben oruçluyum ben oruçluyum.’ desin.’’ Mükâfatı Allah’a ait olan bir iş, amel, eylem, fırsat kaçırılır mı? Ramazanı şerifte yap denileni yapmamak akıl karı mıdır?

Maddi manevi kazancın, şifanın, başarının, rahmetin, sevginin, şefkatin bol olduğu ramazanı hoş karşılayalım. Ondaki zamanı boşa harcamamak için şimdiden saatlik, günlük, haftalık ve ramazana ait programlar yapalım. Ferdi ailevi ve toplumsal etkinlikler düzenleyelim. Depremin psikolojik sorunlarla baş başa bıraktığı aile fertlerine, akrabalarımıza, beraber yaşadığımız insanlara bu ramazanda şifa olalım. Dertlerimize ramazanı derman yapalım.

Bir sonraki yazımızda inşallah ramazanda neler yapabiliriz? Yazmaya çalışacağız.

Allah’ım bizleri Ramazan ayına kavuştur. İslam binasının temel esaslarından, kolonlarından olan ramazanı sağlam yapanlardan eyle. Bayramında da maddi ve manevi kazançlar elde ederek sevinenlerden kıl. Amin

                               Ahmet YOLDAŞ

            Türkiye Aile Meclisi Diyarbakır il başkanı