Bir şehremini olan belediye başkanı nitelikli ve adil ise, o şehrin sorunları %51 kendiliğinden çözülür diye düşünüyorum.
Malum beşikten mezara kadar vatandaşın belediye üzerinde belli ölçülerde hakkı vardır.
Bir belediye yönetimi;
1-Mecburi istihdam dışında kimseyi, ama hiç kimseyi belediyeye almamalı,
2-Kendi ilçe ya da şehrinin işsizlik panoramasını çıkarıp istihdama yönelik çalışmalar yapmalı, yaşadığı şehre uygun istihdam kursları açıp vatandaşa meslek öğretmeli, ya da yakın illerle iş birliğine giderek nitelikli güç olarak nitelendirilen ihtiyaca binaen belediyenin katkılarıyla il dışı istihdamından faydalanmalı,
3-Fakir ve miskin insanlarının listesini çıkararak bir defada bir yıllık gıda ihtiyacını temin etmeli,
4-Evlenen çiftlere aile kursları vermeli, evlilik masrafları konusunda kendilerine yardımcı olmalı, hatta mümkünse 1+1 dayalı düşeli mütevazi bir ev 5 yıllığına evlenen çiftlere tahsis edilmelidir.
5-Çocuklar dünyaya gelirken, okula başlarken, eğitimde düzey değiştirirken, askerliğe giderken, evlenirken belediye yanlarında olmalı, birilerinin bir yakını vefat ederken taziyesinde bulunup, kendisine yardım eli uzatmalıdır.
6-Kentin temizliğine dikkat edilmeli, su ve aydınlatmasında kusur bırakmamalıdır.
7-kentin manevi değerlerini hayatta tutmak için plan projeler yapılalı, maddi ihtiyaçların temini kadar hatta daha fazla manevi ihtiyaçlarını temin etmelidir.
Diyeceksiniz ki bunlar yapılmıyor mu? Maalesef ben görmedim/duymadım, varsa söyleyin ben de mutlu olayım. Hatta başka bir yazıda o güzellikleri anlatayım.
Peki bu işleri yapabilecek kimseleri nasıl seçeceğiz?
İşte işin sırrı burada!
Bir defa ister cumhur ittifakı ister millet ittifakı olsun, bir ilde, bir ilçede Belediye başkanlığı için ortak aday koymalıdırlar. Yani bağımsızlar hariç iki aday başkanlık için yarışmalıdır. Biri cumhur ittifakının adayı, diğeri millet ittifakının adayı.
Haziran ya da bilemediğiniz Temmuz ayı zarfında üç kişi belediye başkan adaylığı için yerleşim birimin Danışma Heyeti tarafından belirlenmeli, bu üç kişi bir araya gelip encümen adaylarını belirleyerek çalışmalarına başlamalıdırlar.
Aday belirleme zamanı gelince bu üç adaydan bir belediye başkanlığına aday gösterilmeli ve diğer iki aday da birinci ve ikinci sırada encümen adayı olmalıdır. O zaman belediye nasıl kazanılırmış görün.
Peki şimdi böyle midir? İşler öyle Reis’in balkonda konuştuğu kadar kolay değildir.
Bir belediye için 5 kişi müracaat ediyor, bir de bakıyorsunuz o beşi bir kenara atıldı, adaylık hiç müracaat etmeyene adaylık verildi. Encümen azaları para pul verilerek listede sıraya giriyorlar, yüz binden başlıyor, maazallah!
Gerçekten Reis belediyeleri kazanmak istiyorsa, bu dediklerimi harfiyen uygulamalı, değilse öyle yüksek perdeden nutuklar atarak olmuyor, olsa da bereketi ve duası olmuyor, olan da bu halka oluyor. Yazık günah değil mi?
Şimdi soruyorum Diyarbakır’ın Sur ilçe belediye başkanını Ankara hangi hakla belirliyor. Sur halkı bir danışma kurulu marifetiyle bunu daha iyi belirleyemez mi? Ankara olsa olsa danışma heyetinin belirlediği bu üç kişiden birine seçme yetkisine sahip olmalı.
Ah ah! bu memlekette şu siyaset iyi insanları elinde olsaydı, hayatımız kolaylaşma mıydı?
Onun için bir süredir “müslüman dünyanın sesi gazetesi” olarak bir slogan geliştirmişiz. “siyaset, iyi insanların işidir” diyoruz.
İnşaallah o günleri hep beraber görürüz.
Selam ve selametle kalın.