Mıgırdıç’ı sever de, Osman’ı sevmez zındık!
İti-domuzu sever, insanı sevmez zındık.
İster ki, diz üstüne çökertilsin Türkiye.
Ekmeğini yer amma, vatanı sevmez zındık!
Batı, barbarlığı sonunda bırakıp girecek İslam’a ama, yine girmez İslam’a zındık!
Ama, Hasan ve Hüseyin, bir yapamaz bilemez, nazarında hep zındık!
Eşitliği, insanlığı, paylaşmayı ve ümmet’i asla sevmez zındık!
Ama, abdestli namazlıya, temize, helale hep düşmandır, zındık!
Haya iffet edep terbiye hiç bilmez ki, nedir zındık!
Ama, bir onu yaratana asla tapmaz zındık!
Küfrün gönüllü elçisidir, vazife bilir bunu kendine zındık!
Ülkesi bir şey yapsa, başarsa, kararır gözü, görmez bunu asla zındık!
Batı, kazurat yese, menüsüne memnuniyetle iştahla koyar zındık!
Bak! Hayran olduğun batı’da sonunda koşuyor İslam’a görmüyor musun? Ey zındık!
Bu sefer kendine meftun olacağın, peşinde koşacağın neyi bulursun ey zındık!
Üç-beş gün daha kendini kandırsın avunsun bakalım zındık!