Ahir Zamanda yani kıyamete yaklaşırken bir çok fitnelerin zuhur edeceği kaynaklarımızda bildirilmiştir.
Ahir zamanda mı yaşıyoruz?
Muhtemelen öyle. Sadece bir çok alametleri görüldüğü için değil. Aslında zamanın sonunu ve ne kadar zaman kaldığını bilmediğimizden. Aslında her insan için zaten sınırlı olan dünya hayatı sona erdiği zaman, kalan zamanın bir önemi olmadığından. Yani yetişkin herkes, yaklaşık 50 yıla kadar kıyamet kopacağını düşünse ve hesaplarını buna göre yapsa yanlış yapmış olmaz.
Bugün müslümanlar veya genel olarak Allahın CC varlığını kabul edenler açısından Ahir Zaman kavramı üç önemli konuyu ilgilendirir;
1.KONU
Malum olduğu üzere. zamanımız azalmışsa yaptığımız işlerde daha dikkatli olmamız, öncelikli projelere odaklanmamız, kalan süreyi daha verimli kullanmaya çalışmamız gerekmez mi? Nasıl yani?
Şöyle ki; zamanımız sınırlı ve sadece tek bir deneme hakkımız olduğundan, elimizde bulunan kendimize ve hayata ait hüküm ve kurallardan sapma, ayrılma ve başka maceralara atılma lüksümüz yoktur. Mesela kıyamet koparken yalan söylemek, hırsızlık yapmak, rüşvet almak, israf yapmak v.s lüksümüz olmaz. milliyetçilik, ırkçılık, sağcılık, solculuk, cemaatcılık, particilik de yapamazsınız. Önemli olan tek şey “elinizdeki fidanı toprağa dikmektir” Yani, az kalan vaktinizi Allah CC ve Resulunün SAS emrettiği şekilde yapıcı ve müsbet eylemlerle geçirmektir.
Sona yaklaşılan santranç oyununda olduğu gibi imkanlarınız daralınca bir çok konuda fazla hamle fırsatlarınız ve ikinci şanşlarınız olmaz.
Gayrımüslimler bile denenmiş ve başarısı kanıtlanmış usul ve metodları, teorik ve pratik bilgileri, bilgi birikimlerini daha iyisini bulmadan değiştirmez, rastgele kuralları, özellikle başkalarını taklit ederek almaz ve kullanmazlar. Peki ya günümüz Müslümanları? onlar gelmiş geçmiş tüm zamanların açık ara en garabet davranışını daha doğrusu davranış bozukluğunu sergilemiş ve cahil patagonya yerlileri gibi ellerindeki paha biçilmez altın ve elmasları, Avrupalı misyonerlerin verdiği renkli cam parçalarıyla değiştirmişlerdir. Bunun anlamı nedir?
Bunun anlamı şudur ki, gökleri, yerleri ve arasındaki bildiğimiz bilmediğimiz her şeyi yaratan yaşatan ve idame ettiren, rızkını veren Allahın CC seçip verdiği usul ve kurallardan daha iyisi, daha kullanışlı, mükemmel ve güzeli var mıdır ki, müslümanlar bunların dışında üstelik kendi buldukları, geliştirdikleri şeyler bile olmayan, yabancıların, bin yıllık düşmanlarının, usul ve kurallarını alıp benimseyip, inanıp kullanmaya başlamışlar, kabuk değiştirelim derken aslında din değiştirmişlerdir? Aşağıdaki ifadeleri artık namaz kılan müslümanlar kavlen veya fiilen söylemeye başlamışlardır. Din ayrı dünya ayrı, devlet işleri başka din işleri başka, namaz başka faiz başka, umre başka rüşvet başka, Kur’an başka haram başka, cami başka banka başka, din başka adalet başka, sizin parti başka bizim parti başka. Sizin cemaat başka bizim cemaat başka. Emanet başka liyakat başka. Müslüman başka mü’min başka. Allahın CC ipini bırakanlar şeytanın iplerinde oynarlar, şeytanın kuklaları olurlar.
Şu ayeti hatırlıyor muyuz?
“Siz, “Ey Mûsâ, hep aynı şeyi (Allahın CC verdiği özel yiyecekleri) yemeye katlanamayız. Bizim için Rabbine dua et de, bize yerin bitirdiği şeylerden sebze, salatalık, sarımsak, mercimek ve soğan çıkarsın” demiştiniz. Mûsâ da, “Daha iyi olanı daha değersiz olanla değişmek mi istiyorsunuz? İnin şehre, orada istediğiniz var” dedi. Horluk ve yoksulluğa maruz kaldılar ve Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibet, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberlerini haksız yere öldürmeleri ve isyan edip aşırı gitmeleri sebebiyle geldi.”(Bakara 61)
Bu ve benzeri ayetleri, tilavet hazzı, ahenk ve musikisi için veya sevap kazanmak için okuyup
manasını ve verilen mesajı, uyarı ve tehdidi anlamamak, anlayamamak, önemsememek, Müslümanlık mıdır? Kur’an emanetinin hakkını vermek midir? Yoksa bu ayet tarihi bir hikayeden ibaret midir? Günümüz Müslümanlarına hitap eden bir yönü yok mudur?
Müslümanların sahip oldukları en değerli nimet, en önemli emanet nedir? Hiç şüphesiz iman ve İslam nimeti değil mi? Allahın CC indirdiği hükümleri, Allahı CC tanımayan, reddeden, inkar ve isyan eden, cehalet, küfür ve zulüm bataklığında bocalayan, en büyük başarıları, doğayı tahrip etmek, milyonlarca insanı sömürmek, haksız yere öldürmek olan batının batıl hükümleriyle değiştirmek, Allahın CC lütfettiği kudret helvasını, sarmısakla değiştirmek isteyen ve azaba uğrayan yahudilerin, yaptığından daha mı az kötüdür?
İşte ahir zamanın en büyük fitnesi ve asıl felaketi budur. İnsanlığı islah etmekle yükümlü olan Müslümanların kendilerinin ifsad olması. Tuzun kokması. Tedavi etmeleri gereken hastalığa kendilerinin yakalanması, hem de bilerek ve isteyerek. Uyuşturucu kullanan bir hastayı tedavi, edecek olan doktorun kendisi de uyuşturucuya başlarsa ne yaparsınız? Nasıl bir aymazlık ve cahilliktir ki, bin küsür yıldır başarıyla devam etmiş, yeryüzünün gördüğü en adaletli devletlerini kurmuş bir yönetim biçimini terk edip, milleti onlarca parçaya bölen, düşmanlara hazır lokmalar haline getiren, gücünü, birliğini parçalayan laik demokratik rejim ve onun olmazsa olmazı siyasi partilere bir din gibi hatta ondan daha fazla iman eden, partisi için dinini imanını arka plana atan, başka partiden din kardeşini hain, dinsiz, cehennemlik v.b gören Müslümanlar var ve hala nasıl bir batağa sağlandığını fark edemiyor. Karşı partiyle mücadele uğruna bütün İslami değerleri ayaklar altına alan, yalan ve iftira dahil, her türlü gayrı meşru yola başvuran, Müslüman kardeşine karşı açtığı savaşta hileyi mübah gören, en kötüsü partisini İslamla özdeşleştiren, dini değerleri siyasete alet eden tutum ve davranışlar görülüyor. Batıl ve sapmış bir sistemden zaten başka türlüsü beklenemezdi. Sistem sizin değil de düşmanlarınızınsa sizi öğütür, kendine benzetir. Düşmanın verdiği ilaç şifa değil zehir olur.
Yazıklar olsun o alimlere ki “bu sistem islamın sistemi değil, bizim sistemimiz değil” diyemiyorlar.
Gayrımüslimlerin , ekonomik, hukuk, sanat, eğitim, idari ve siyasi sistemlerini, hayat tarzlarını ve kaçınılmaz olarak dinlerini taklit etmenin, benimsemenin ve yaşamanın mantıklı ve ahlaki bir açıklaması var mıdır? Maalesef, kabul etsek de etmesek de, modern müslümanların büyük bir kısmı din değiştirmişlerdir. Artık teorik olarak bile müslüman değillerdir, sadece kendilerini müslüman zannederler. Düğünlerde içki içen, göbek atan, müptezel kıyafetlerle ortaya çıkan, dans eden, faizi helal zan ve kabul eden, nikahlı eşi hapse atan nikahsıza göz yuman, önderlerini ilah edinen, parayı, mal ve makamı putlaştıran, Allahın CC indirdiği hükümleri beğenmeyen, rüşvet alan, yalan söyleyen, emanete riayet etmeyen Müslümanlar.
Mirzahan HIZAL