Kavramlar sürekli tekrarlanır, söylenir ama üzerinde düşünülmezse, anlamını yitirmeye başlar, tabir caizse yalama olur. Çok ve yanlış kullanılan aletler gibi özelliğini ve faydasını yitirir. İnsan beyni düşünmeden tekrarladığı şeyleri ezberler ama anlamaz. Şiir, ahenk ve musiki, ezberleme ve okuma çabası manayı örter. Bir konunun anlaşılması için okumak yetmez, zaman, akıl, tefekkür, muhakeme, mukayese ve emek gerekir. Hayırlı, doğru ve güzel bir ifadeyi çok tekrarlayınca, çok paylaşınca iyi bir iş yaptığımızı zannederiz ama aslında yanılırız. Çünkü o ifadeyi duymuş, söylemiş ama anlamamış, bu nedenle de uygulamamış ve çok söylenen ama gereği yapılmayan, ucuzlatılmış, alelade ve yalama bir hale getirmişizdir. Sık sık tekrarlanan ama gereğince amel edilmeyen kavramlar inandırıcılığını yitirir. Zikir, hatırlamak, düşünmek ve amel demektir. Anlamadan söylediği ve yaptığı hiçbir şey insana fayda vermez. Aynen, ‘ihlasla yapılmayan ibadetlerin kişiyi Allahtan CC uzaklaştırması’ gibi.
“Ameller niyetlere göredir.” ( hadis-i şerif) buyurulmuştur. Halis niyet ve şuurla yapılmayan ameller boşa gider.
Rivayet edilmiştir ki; Hz. ömer RA,
Ashaptan bir kişi Bakara suresini okuyunca, onun gözünde büyüyüp değerlendiğini ifade etmiş. sebebini de, “çünkü biz öğrendiğimiz her ayetin mucibince amel etmeye dikkat eder, mesuliyetinden korkardık” diye açıklamıştır.
“Allah’a yemin ederim, Bakara sûresini ezberlemekten beni engelleyen şey, onun hakkını yerine getiremeyeceğimden korkmamdır” ( Hz. Ömer RA)
Bu şekilde anlamsızlaşan ve içi boşaltılan kavramlardan birisi de ‘emanetleri ehline vermek’tir. “Emanetlerin ehline verilmesi gereklidir , ehliyet ve liyakat çok önemlidir “ dediğinizde, insanlar neredeyse “ tamam tamam, bunları biliyoruz zaten, yeni bir şey söyle” derler ama bakarsınız uygulamada tam tersi yapılır. Ne vahimdir ki, Allah CC ın emirleri ve Peygamberin SAS buyruklarının asla ihmal edilemeyeceği ve hafife alınamayacağı yoksa sonuçların ağır felaket ve musibetler olacağı sanki unutulmuştur. Belki hemen göklerden başımıza taş yağmaz, toplumu açlık ve amansız hastalıklar sarmaz ama ondan çok daha kötüsü, cehalet, gaflet ve ahlaksızlık sarar. Yapılan hayırlı işler ve salih ameller boşa gider. Allahın CC emirlerini bilmemek veya yanlış anlamak mazeret değildir.
“Ey iman edenler! Sesinizi peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin, (yani şahsi görüş ve tercihleriniz, peygamber buyruklarının üstüne çıkmamalıdır.) Birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi, O'na yüksek sesle hitap etmeyin. Yoksa bütün güzel ve iyi işleriniz, siz farkında olmadan bilmediğiniz ve anlamadığınız bir sebeple boşa gidebilir.” (Hucurat,2)
Bir inanç, düşünce sistemi veya bir cemaata, gruba yapılabilecek en büyük kötülük, o sistemin mensubu ve temsil etme konumunda olan ancak akıl, bilgi ve ahlaken yetersiz kişilere yetki verilmesidir. Diğer bir ifadeyle emanetleri ehil olmayanlara vermektir. Çok tekrarlandığı ve düşünülmediği için insanların duyarsızlaştığı ve anlamamaya başladığı bu söz aslında kendisini müslüman olarak tanımlayan insanlar için her şeyden öncelikli ve önemlidir.
Müslümanlar, Allahın CC dininin temsilcileridir. Bunun sorumluluğunu
idrak etmek zorundadırlar. İslama ve şeriata aykırı her söz ve hareketleri onların sicilinde kara bir lekedir. Emanetlerin ehline verilmesi, adaletle hükmedilmesi ve buna benzer, islamın özünü teşkil eden bir çok ifade ne yazık ki yaygın ve müzmin hale gelen toplumsal cehalet nedeniyle anlaşılmaz ve önem verilmez hale getirilmiştir. Bir evdeki ışıkları teker teker kapatırsanız, karanlıkta kalmanız kaçınılmaz olur.
Gerçekte Allah CC ve Resululün SAS önemsiz ve anlaşılmaz hiçbir ifadesi yoktur.
“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir” (Nisâ, 58).
Allahın CC her sözü tartışılmaz bir emirdir. bahanesi, mazereti, ihmal, tevil ve tavizi yoktur.
Bunlara karşı gelenler, yani yerine getirmeyenler, ihmal edenler ve ihmaline göz yumanlar sonuçlarına katlanır. Ya hemen, ya da vakti gelince.
“ bu, onların Allah ve Resulüne karşı gelmeleri yüzündendir. kim Allah ve Resulüne karşı gelirse bilsin ki Allahın azabı çok şiddetlidir.” (Enfal,13)
Mirzahan HIZAL